Tiflis Camileri

>> Tiflis Camileri

Kafkas dağlarının güneyindeki vadide kurulmuş olan Tiflis eski ve yeni olmak üzere ikiye ayrılır. Eski Tiflis M.Ö II-III. Yüzyıllarda kervan yolları üzerinde oldukça büyük ve önemli bir ticaret merkezlerindendir. Şehirde bulunan tarihi eserler Gürcü, Türk, İran, Rus dönemlerinden kalma eserlerdir.

Gürcistan’ın tarihi başkenti olan bu şehir Ms. 654 yılında barış yolu ile Müslüman Arapların eline geçmiştir. 400 yıla yakın Müslüman arap yönetiminde çok sayıda gürcü Müslüman olmuştur. İslam dini bu bölgeden Kuzey Kafkasya’ya da yayılmıştır. Tiflis yöneticileri zamanla Abbasiler’den ayrılarak bağımsız bir gürcü/arap emirliği kurmuşlardır.

 

""19. Yüzyıl Tiflis Genel Görünüm""

 

Ortaçağda İslam devletleri için büyük bir problem oluşturan Haçlı Seferleri döneminde, Gürcistan’daki İslam yönetimi de etkisini kaybetmeye başlamıştır. Gürcü krallarından Davit Ağmaşenebeli 1122 yılında Tiflis’i Müslümanlardan geri almış ve başkenti Kutaisi’den buraya taşımıştır. Her ne kadar Kral Davit ülkesinde yaşayan Müslümanlara karşı baskı ve şiddet uygulamamış, onların dini hassasiyetlerine önem göstermiş ise de, bu dönemden itibaren Arap hâkimiyeti döneminden kalan Müslümanlık bölgede etkisini kaybetmeye başlamıştır. Hıristiyan gürcü kralları dindaşları tarafından yapılan Haçlı Seferlerine katılmamışlar, Müslüman hükümdarlar da Kudüs’e hacca giden Hıristiyan gürcülere kolaylıklar göstermişler ve onlara bir nevi özerk bir statü vermişlerdir.

Tiflis Sultan 3. Murat döneminde 1578 senesinde Osmanlı egemenliğine girmiş, şehir bu tarihten sonra Osmanlı-İran arasında el değiştirmiştir. 1632–1744 seneleri arasında şehir İran yanlısı Müslüman gürcü krallar tarafından yönetilmiştir. 1801’de şehir Rusya tarafından ilhak edilmiş ve Kafkasya’nın merkezi haline gelmiştir.

İslam kaynaklarında Tiflis, ahalisinin misafirperverliği, zenginliğinden övgüyle bahsedilmektedir. Tiflis’in su değirmenleri Musul ve Rakka’nınkiler ile mukayese edilir. Kura nehrinin bir kıyısında müezzinlerin seslerinin, diğer kısmında da Hıristiyan çanlarının duyulduğu belirtilir.  Şehirde her ne kadar Hıristiyan nüfus daha fazla olsa da Tiflis İslamiyet’in ileri karakolu olarak nitelendirilmiştir. Tiflis kalesinin Halep kalesinin bir numunesi olduğu ayrıca şehri ikiye bölen Kura nehrinin Tuna nehriyle özdeşleştirilmiş ve şehir Macaristan’daki Peşte şehrini andırdığı kaynaklarda ifade edilmiştir. Günümüzde de Eski Tiflis denilen şehrin eski bölümü geniş balkonlu ve hayatlı ondokuzuncu yüzyıl yapımı ahşap evleri, küçük dükkânları, dar sokakları, yemyeşil bahçeleri, evlerinin kapılarında oturan ihtiyarları ve sevimli sokak kedileri ile daha çok Anadolu’yu hatırlatan bir şark kültürünü yansıtmaktadır.

 

 

 

   ""1839 senesi Tiflis Şehri, Cami ve Kilise""

 

Tarih’te Tiflis İslam öğretilerinin önemli bir merkezi olmuştur.İslam tarihinde Tiflis kökenli çok sayıda âlim yer almaktadır. Bunların başında Hubeyş bin İbrahim et-Tiflisi, Ebu Ahmet Hamit bin Yusuf et-Tiflisi, İsa et-Tiflisi gelmektedir. Özellikle Ortaçağda Anadolu’ya yerleşmiş çok sayıda Tiflisli vardır. Bunların bir kısmı din adamı olduğu gibi bir kısmı da zanaatkardır.  Mengücekler döneminde yapılmış ve bezemeleriyle bir başyapıt konumunda olan Divriği Ulu cami’nin ahşap minberinin ustası Tiflisli Ahmet bin İbrahim’dir. 1289 senesinde Sinop’ta yapılan Arslan Çeşmesini de Tiflis’li İbrahim bin Osman bin Hasan yaptırmıştır. Yine 14. yüzyılda Sivas’ta Tiflis kökenli Hüseyin Tiflis’in soyundan gelen bir Tiflisi ulema ailesi yaşamıştır.  18. yüzyılda Ankara’da “Tiflis” adlı bir mahalle ismine rastlanmaktadır. 19. yüzyılda Bağdat valiliği yapmış ve Irak’ta başta Haydarhane ve Asafiye Camileri olmak üzere camii, kütüphane, köprü gibi birçok kurum tesis etmiş ve 1851’de Şeyhül Harem görevinde iken Medine’de vefat eden Davut Paşa Tiflis kökenlidir.

 

 

"" Divriği Ulu Camii ahşap minberin yazısı, Amel-i Ahmed Bin İbrahim et-Tiflisi""

 

 

 

 

""Sinop Arslanlı Çeşme, İbrahim bin Osman Bin Hasan et-Tiflisi""

 

Evliya Çelebi, 17. yüzyılda Gürcistan ve şehirlerini gezmiş ve gözlemlerini seyahatname adlı eserinde yazmıştır. Gürcüleri Kavm-i Necip (temiz kavim) olarak tanımlayan Çelebi, Tiflis şehrini yapıtları ve halkıyla bir İslam şehri olarak nitelendirmiştir. “Kür nehri kenarında yalçın kaya üzerinde birbirine karşı iki kaledir ki Bitlis ve Tiflis denir. Aralarında Kur nehri akar. Bir kayadan bir kayaya büyük bir hisar şeklinde olduğu için, kolaylıkla kalelerin birinden diğerine geçilebilir. Büyük kale Kür nehrinin güneyinde, küçük kale ise kuzeyindedir. Hisar içerisinde altı yüz toprak örtülü evleri vardır. Han sarayı bu kalededir. Camii, han ve hamamı, küçük bir çarşısı vardır. Küçük kalesini sonradan Yerd-i Cürh Şah yaptırmıştır. Yalçın bir tepe üzerinde, dört köşe, küçük bir kaledir. Kalesinin içerisinde üç yüz ev ve cami vardır. Halkının çoğu Osmanlı zamanından beri Sünni olup, Hanefi ve Şafii mezhebindendir. Bilginleri çoktur. Şehirde İmam Hüsam Efendi, Ferhat Paşa Kethüdası Rıdvan Ağa, Ali Efendi gibi din büyüklerine ait ziyaretgâhları başlıca ziyaretgâhlardır.”

Osmanlılar 1578’de Tiflis’i aldıklarında Padişah 3. Murat ve serdar-ı Ekrem Lala Mustafa Paşa adına camii temellerini atmışlardır.Tarih boyunca bu şehirde ne kadar camii olduğu tam olarak bilinmemektedir. 20. yüzyıl’ın başlarında bir İslam merkezi olma konumunu devam ettiren Tiflis’te[ Şah Abbas Camii’nin yanı sıra birkaç tane mescit olduğu, ayrıca şehir halkının % 25’inin Müslüman olduğu bildirilmiştir. Gürcistan’ın Tiflis, Batum ve diğer bazı şehirlerinde Osmanlı ve İran dönemlerine ait 200’ü aşkın cami mevcut iken bunların çoğu Sovyet döneminde yıktırılmış ya da kapatılmış, başka hizmetlere tahsis edilmiştir.

 

 

""Gürümüze kadar gelemeyen Abbasi dönemine ait bir camii""

 

 

""Kur nehrinin kenarında Şah Abbas Camii""

 

 

 

"" Şah Abbas Camiinin Yıkılmış Hali""

 

 

 

""Tiflis Türk Mahallesi ve Camii""

 

Günümüzde Tiflis şehir merkezinde tek bir camii bulunmaktadır. İbadete açık olan bu yapının serdar-ı Ekrem Lala Mustafa Paşa adına yaptırılan camii olduğu tahmin edilmektedir. Camii ilk aslı ile kubbeli bir yapı iken yapılan tadilatlar ile günümüzdeki halini almıştır. Küçük bir minaresi, değerli çiniler ile süslü ön cephesi ve anıtsal bir taç kapısı bulunmaktadır. Ayrıca camide iki mihrap yer almaktadır. Yaklaşık 500 kişilik kapasiteye sahip olan bu tarihi camide ayrıca Hz.Osman tarafından çoğaltılan Mushaflardan bir nüshasıda bulunmaktadır.

 

 ""Tiflis Camii günümüzdeki hali""

 ""Tiflis Camii ve Tiflis Kalesi""

""Camii iç görünüm""

 

""Hz.Osmanın Çoğalttığı Mushafın Nüshası""
 

 



Okunma: 937

Yazıya Yapılan Yorumlar
Yorum Yaz